Biyosfer Yolcusunun Doğa ve Müze Günlüğü

Biyosfer Yolcusunun Doğa ve Müze Günlüğü 13.09.2024 Sergi Günü Kapanış Konuşması

 

 

Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Çeşitlilik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi-Bilim Okulları Programı tarafından desteklenen Biyosfer Yolcusunun Doğa ve Müze Günlüğü adlı projemizin kapanış toplantısına hoş geldiniz.

Hacettepe Üniversitesi, TÜBİTAK, Yahya Kemal Beyatlı ve Mustafa Kemal Anadolu Liselerinin işbirliği ile hayata geçirilen bu proje kapsamında öğrencilerimiz doğayı bir laboratuvar olarak kullanma, biyosferin önemini kavrama ve biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda duyarlılık geliştirme fırsatı bulmuşlar, doğada ve müzede gerçekleştirdikleri etkinlikler ile bilimsel süreçleri keşfederek, deneyimlerini toplumun gelecek için birlikte çözüm üretme süreçlerine aktarma kazanımları elde etmişlerdir.

Projemiz kapsamında beşer günlük iki farklı eğitim döneminde öğrencilerimiz ile açık/kapalı uçlu deneyler, simülasyon, artırılmış gerçeklik uygulamaları, bilimsel gezi/saha çalışmaları, doğa/yaban hayatı gözlemleri, eğitsel oyun, stem, spor/sanat, tahmin et gözle açıkla, yaratıcı drama gibi konularda toplam 28 etkinlik gerçekleştirilmiştir. Projemizin eğitimlerine ekoloji, entomoloji, hidrobiyoloji, botanik, etnobotanik, farmasötik botanik, uzaktan algılama sistemleri, genetik, jeoloji ve paleontoloji alanlarında uzmanlığı bulunan 14 akademik personel destek sunmuşlardır.

Değerli konuklarımız,

Biyolojik çeşitlilik gezegenimizde türler, genler ve ekosistemler boyutundaki çeşitliliği ifade eder ve yaşamın var olabilmesi için vazgeçilmezdir. Sayamadığımız, göremediğimiz pek çok canlı türü yaşamımıza sunduğu  katkıların yanında, yeryüzünde yaşamı devam ettirmeyi sağlayan ekosistemdeki döngülerin sürdürülebilirliği için de gereklidir. Ekosistemlerden genlere kadar tüm biyolojik çeşitlilik bugün iklim değişikliği, habitat tahribi, kirlilik, istilacı türler nedeniyle yoğun insan baskısı altındadır.

Biyolojik çeşitlilik kaybını tamamen önlemek mümkün değildir ancak türlerin hızlı yok oluş süreçleri geniş kitlelerin bilinçlendirilmesi sayesinde yavaşlatılabilir. Bu bağlamda biyolojik çeşitlilik eğitimlerinin önemi giderek artmaktadır. Eğitimlerin temel amacı; bireyleri biyolojik çeşitliliğin önemi hakkında bilinçlendirmek ve onlara biyolojik çeşitliliği koruma sorumluluğu ve yeterliliği kazandırmaktır. Duyarlı ve bilinçli bireylerin yetiştirilmesine katkı sağlanırsa ekosistemdeki dinamiklerin dengede kalması konusunda önemli ilerlemeler sağlanabilir. Bunun için de öncelikle öğrencilerin çevre ile etkileşim olanaklarının sınırlı olmadığı, öğrencilerin doğa ile iç içe etkileşim halinde bulunabildiği, canlı ve çevre arasındaki etkileşimleri kendi gözlemleriyle inceleyebileceği doğa eğitimlerinin olması gereklilik hatta zorunluluktur.

Öğrenciler doğayı ancak yaşayarak ve sorgulayarak öğrenebilirler.

Doğa tarihi müzeleri, geniş halk kitlelerine doğayı gerçekleriyle tanıtmak, doğa buluntularını güncel örneklerle sergilemek ve tabiat sevgisini aşılamak amacını taşırlar. Doğa tarihi müzelerinin başlıca misyonu sadece sergileme olmayıp; doğal varlıkları korumak, bilimsel çalışmalar yapmak, halkın doğa bilinci kazanması için eğitimler, sergiler, konferanslar düzenlemektir. Hızla yok yada tahrip olan canlı ve cansız doğal çeşitliliğin korunmasına yönelik olarak gösterilen çabaların belki de en etkilisi, insanları doğal çevre hakkında bilgilendirmek ve neleri kaybediyor olduğumuz konusunda uyarmaktır. Doğa tarihi müzelerinin amaçlarından biri de böyle bir uyarıyı gerçekleştirmektir. Bu uyarıların hayata geçirilmesi ise müzelerin yapacağı eğitim faaliyetleri ile mümkündür.

“Biyosfer Yolcusunun Doğa ve Müze Günlüğü” başlıklı bu projede, lise  seviyesindeki öğrencilerinin biyolojik çeşitlilik, ekosistemler ve doğanın sunduğu benzersiz öğrenme fırsatları konusundaki farkındalıklarını artırma hedeflenmiştir. Bu hedeften yola çıkılarak  projenin etkinlikleri ile öğrencilere doğayı bir laboratuvar olarak kullanma, biyosferin önemini kavratma ve biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda duyarlılık geliştirme, yaparak- yaşayarak öğrenmelerini sağlama, disiplinlerarası bir bakış açısı kazandırma, bilime ilgi duymalarını sağlama ve onlara bilim okuryazarlığı katarak araştırma süreçleri hakkında bilgilendirme, doğa tarihi müzeleri hakkında öğrenim kazanımlarında kalıcılık sağlama, yaşadıkları coğrafyayı keşfetmek konularında bilinçlenmelerini sağlama olanakları sunulmuştur. Bundan sonraki süreçlerde eğitimlerimizin tekrarlanarak çok daha fazla sayıda öğrencinin projemize dahil edilmesi, bu sayede toplumda çarpan etkisi yaratarak yaygın etkinin artırılması temel hedeflerimiz arasında yer almaktadır. 

Bilim bir meraktır, anlama, yorumlama, açıklama, önceden görme gayretidir. Sanat da yaratıcı bir süreç, hayatın gerçek vazifesidir. Sanat ve bilimin buluştuğu yerde ise güç vardır. 

Bugün  Kapanış etkinliğimiz kapsamında açılışı yapılacak olan Biyolojik Çeşitlilik Sergisi ile Bilimsel Bitki İllüstrasyonu, Kayaçtan Fosile: Fosilleri Gözlemliyorum, Tanıyorum, Çiziyorum, Biyosfer Müzesinde Doğadan Herbaryuma, Böcekleri Koleksiyona Alıyorum etkinliklerinde öğrencilerimizin tarafından yapılan eserler siz değerleri konuklarımız ve ziyaretçilerimizin beğenisine sunulacaktır. Aldıkları eğitimleri resme, herbaryum, zooloji müzesine kaldırılacak bir bitkiye, bir böceğe dönüştürmüş öğrencilerimizi yürekten kutluyorum.

Ayrıca proje sürecimize katkı sağlayan okul yöneticilerimize, öğretmenlerimize, eğitimlerimizi mümkün kılan proje akademik personelimize, projemizin her anını görüntüleyen rehberlerimize, projemiz süresince bize her türlü desteği veren Hacettepe Biyoloji Bölümü öğrencilerimize, Merkezimizin idari personeline, son olarak destekleriyle bu projenin gerçekleşmesini sağlayan TÜBiTAK 4004 grubuna şükranlarımı sunuyorum.

Değerli konuklarımız,

Konuşmamın sonunu eğitimlerimize katılan gençlerimize seslenerek tamamlamak istiyorum…

Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir. “ idealini benimsemiş sizler kuşkusuz geniş bir ufka ve gelecek tasarımına sahip olacak, büyük başarılara imza atacaksınız. Aldığınız eğitim sayesinde gerekli tedbirleri almak, sorunlara çözüm üretmek ve toplum bilincini artırmak artık sizin görevinizdir. Üstleneceğiniz bu görevde sizlere olan inancımız, güvenimiz tamdır.

Başarılarınız daim yolunuz açık olsun……

Prof.Dr. Yasemin Saygı- Proje Yürütücüsü
13.09.2024


 



Biyolojik çeşitlilik kaybı yaşadığımız yüzyılda en önemli çevre sorudur ve bu sorun doğrudan insan yaşamını etkilemektedir. Müzeler ise geçmiş ile gelecek arasındaki köprülerdir ve doğa tarihi müzeleri bulunduğu coğrafyanın jeolojik/biyolojik tarihçesine sahip çıkarak, yerkürenin bir çeşit hafızası rolünü üstlenmektedir. Hızla yok olan canlı ve cansız doğal çeşitliliğin korunmasına yönelik gösterilen çabaların belki de en etkilisi, insanları doğal çevre hakkında bilgilendirmek ve neleri kaybediyor olduğumuz konusunda uyarmaktır. Doğa tarihi müzelerinin en önemli misyonu bu uyarıların yapılmasına aracılık etmesidir. Biyosfer Yolcusunun Doğa ve Müze Günlüğü başlıklı bu proje, lise seviyesindeki öğrencilerinin biyolojik çeşitlilik, ekosistemler ve doğanın sunduğu benzersiz öğrenme fırsatları konusundaki farkındalıklarını artırmayı amaçlamaktadır. Bu proje öğrencilere doğayı bir laboratuvar olarak kullanma, biyosferin önemini kavrama ve biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda duyarlılık geliştirme fırsatı sunacaktır. Önerdiğimiz projede hedef kitle öğrencileri doğada ve müzede yapacakları etkinliklerde bilimsel süreçleri birlikte keşfedecekler, deneyimlerini toplumun gelecek için birlikte çözüm üretme süreçlerine aktarma kazanımlarını elde edeceklerdir.